5 Aralık 2008 Cuma

30 Kasım Pazar, Bahçe'de

30 Kasım Pazar günü Ceyhan, Memet, Ali, Nevsun, Alp, ve Mehmet Keleş bahçedeydik. Epeydir gidememiştik; bahçe, tohum topları ne alemde merak ediyorduk. Ali, Memet ve ben Emek'ten Alp'i ve Çiftlik kavşağından Nevsun'u alıp yola düştük. Arabada başlayan muhabbetimiz bütün gün (hatta bir grup, geceye kadar) devam etti. Bahçeye varır varmaz tohum toplarına baktık. Bahçedeki minik yeşilliklerin turplarımız, ıspanaklarımız, dereotlarımız olduğunu sanıp sevindik, ama yakından bakınca ve çevredeki otları inceleyince bunların yabanıl olduğunu anladık. İşte bu otlardan biri:







Şimdiden aşağıdaki gibi yayıldığına göre kimbilir baharda nasıl olacak?



İşte bir ot daha:





Bu yabani otlar yolmakla bitmeyeceğine göre ve ot öldürücü ilaçlar kullanmak istemediğimize göre ne yapmalı? Ekolojik tarım (özelde kardeş bitkiler sistemi) bunun için "toprağı hiçbir zaman boş bırakmayın" diyor. Toprağı örtmek için malç (ince kıyılmış çam kabuğu, hasattan kalan bitki artıkları , karton vs.) ya da bahçedeki ana bitkilerin büyümesine yardımcı olan, toprağı zenginleştiren ve gevşeten örtü bitkileri kullanın. Bunlar aynı zamanda yabani otları baskılayacaktır. Örtü bitkisi için bir çok seçenek var: fiğ, yonca, karabuğday, hardal bunlardan bazıları. Biz de baharda bunları deneyeceğiz.

Biraz daha yakından bakınca tohum toplarımızı da bulduk. Bahçenin üst kısmındaki (Grup1) topların bir kısmında hala hareket yoktu, ama bir kısmında çimlenme açıkça görülüyordu:











Tohum toplarımızı 13 Ekim tarihinde toprağa saçtığımız göz önüne alınırsa sonuç tatmin edici değil. Çimlenme neredeyse 1,5 ay sürmüş. Neden bu kadar uzun sürdü?

Öncelikle, topları toprağa bıraktığımız 13 Ekim tarihinden sonra bahçenin bulunduğu bölgeye çok az yağmur yağdı (2 kez ve geceleri; yaklaşık 20 Ekim ve 30 Ekim'de). Biz de uzun bir süre bahçeye gidip sulama yapmadık. Tam sulamayı ancak 1 Kasım günü yapabildik. Anlaşılan çimlenme büyük ölçüde o zaman başladı, ama bu kez de mevsim artık geçmiş ve güneş azalmıştı. Sebzelerimizin kara kışa girmeden yenebilecek hale gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz; hala umutluyuz. Ama kıştan önce olgunlaşmazlarsa, dona dayanıklı olanların (en azından ıspanak, pazı, hardal, belki turp ve şalgam) baharda erkenden olgunlaşacağını tahmin ediyorum.

Teşhisim hem suyun hem de güneşin yetersiz kalmış olması. Yani top tekniğinin kendisinde önemli bir sorun yok. (Sadece tohum toplarının kil içeriğinden dolayı suyu daha uzun süre tuttuğu varsayımı doğrulanmış görünmüyor; tersine, yüzeyde kaldıkları için daha çabuk kuruyor olabilirler). Bu bulguyu destekleyen iki şey var. Birincisi, 1 Kasımdaki sulamada hortuma yakın olup en fazla su alan yerdeki tohum toplarının daha gürbüz çimlenme göstermesi:






İkincisi, yine 1 Kasım'da bahçenin en altına topsuz olarak doğrudan ekilmiş olan roka, ıspanak, turp ve hardal tohumlarının da bunlarla hemen hemen aynı düzeyde çimlenmiş olması (resimdekiler hangi bitkilerdir bilmiyorum) :





Çıkarımım şudur ki, tohum topları kardeş bitkiler bahçesinde kullanılabilir. Normalde sıralalar halinde (ve ideal olarak damla sulamayla) ekim yapıldığı için tohum topları yöntemi ana ürünler için uygun olmaz. Ancak:

1) Sıra aralarındaki toprağı çok amaçlı (yabani ot baskılama, toprağı koruma, zenginleştirme ve gevşetme, zararlıları kaçırma, vs.) bir örtü bitkisiyle (fiğ, mürdümük, burçak, karabuğday, hardal, turp, yonca, vs.) kaplamak için. Hasat döneminin her mevsiminde kullanılabilir. Birkaç kez salma sulama gerekebilir.

2) Yaz hasat dönemi bittiğinde sıralar halinde ekimi ve damla sulamayı bırakıp kışlık denilen (aslında sonbaharlık) sebzeleri yetiştirmek için. Ancak topları saçmak için Eylül sonunu geçmemekte yarar var (daha öncesinde, ana ürünler tarladayken de toplar atılabilir; ana ürünlerin hasat zamanı geldiğinde bir ölçüde çimlenmiş olurlar). Ancak uzun süre yağmur yağmadığında sulamayı ihmal etmemek gerekir. Bir de, her sebze türü için ayrı top grupları yapmak daha iyi olabilir. Şu anda olduğu gibi aynı topta birçok farklı sebze olursa bazı tohumlar rekabetten dolayı telef olabilir.

3) Kasım başında ıspanak gibi dona dayanıklı bazı sebzeler için. Başlangıçta bir kez iyi sulama gerekir. Şu an bahçedeki tohum topları için umduğumuz gibi, bitkiler kıştan önce kök sistemlerini geliştirecek ve baharda avantajlı başlayıp erken ürün vereceklerdir.

Birkaç not daha:

  • İmeceevi'nden ve diğer dostlardan tohum desteği geliyor, heyecanla bekliyoruz. Özellikle köylük sebze çeşitlerinin tohumlarına olan ihtiyacımız devam ediyor. Ektiklerimizin bir kısmından yeniden tohum alıp stokları artırmayı ve bunları paylaşmayı umuyoruz.
  • Baharda zararlılarla mücadeleyi bahçe tasarımı (bitki kardeşlik ilişkileri, yararlı böcekleri çeken çiçekler vs.) çözmeyi umuyor olsak da, Nevsun NeemAzal adlı (Hindistanda yetişen bir ağacın özütü) böcek kaçırıcıyla destek verebileceğini söylüyor.
  • Alp açık hava mantar yetiştiriciliği deneyecek; her türlü yardıma hazırız.
  • Hakan da iki adet karakovanını bahçeye getirmeyi düşünüyor. Hem bal hasadı hem de çiçeklerin döllenmesi için fevkalade yararlı bir iş olacaktır. Heyecanla beklliyoruz.

6 Kasım 2008 Perşembe

1 Kasım Cumartesi, Bahçe'de

1 Kasım Cumartesi günü Yeşilöz'de, bahçedeydik.

Grubun bir kısmı dolmuşla gidip geldik. Araba gerekli olmadığı sürece en iyi gidiş-geliş yöntemi dolmuş gibi görünüyor. Hem daha ekonomik (gerçi 5 YTL sanirken 7 YTL imiş) ve daha ekolojik, hem de uyuklayabilme ve bir şeyler okuyabilme imkanı veriyor. Sabah 7'de Akköprü'den Güdül dolmuşuna binmek azmiyle erkenden evlerinden fırlayan herkes bir şekilde buna muvaffak oldu: Elif, Ceyhan, Özer, Akif, Selen. Eryaman'dan, Optimum'un karşısından Nuran'ı da kattık aramıza. 8:50 gibi vardık (dolmuş biraz gecikmeli gitmiş), dere kenarına indik, sonra da bahçeye yollandık. Sonra da vosvosumuzla Atila, Elvan, Ege çocuk, Nihal, ve Aral ile Ilgaz çocuklar geldi.

Neler yaptık? Her zamanki gibi yedik (Elif'in nefis esmer ekmeği, Özer'in şifalı yumurtaları, vs.), çaydanlıkta ve semaverde çay yapıp içtik, konuştuk, bebek baktık, biraz de çalıştık. Tohum tooplarımızın alt tarafta olanlarında (Grup 1) hareket yoktu, ama daha nemli kalmış olan üst taraftakilerin bazılarında çimlenme başlamıştı. Hemen tespit ettik:




Aslında daha önce çimlenmeye başlamalarını bekliyorduk. Ama yağmurlar yeterli olmadı. İki kez yağmur yağdı; biri topların saçılmasından bir-iki gün sonra gece boyunca, ikincisi de Ekim sonunda, bu gidişmizden iki-üç gün önce. Bu son yağmur bazı toplarda çimenmeyi başlatmış. Ama biz toplarımızı riske atmayıp bir güzel sulamaya karar verdik. Fakat öncesinde kardeş bitkiler alanının en alt kısmını oluşturacak yerdeki sertleşmiş toprağı belledik/çapaladık. İşte vesikası:





Yeni çapaladığımız sıraya, toprak çıplak kalmasın diye (biraz da belki yeteriince büyür da yeriz diye) roka ve ıspanak tohumları serptik (bu kez topsuz halde). Onun bir üstündeki sıraya da turrp ve (İzmir Dikili yerel pazar menşeli) sarı hardal serptik. Karıncalar tohumları kacirmasin diye tırmıkla üzerinden gittik.

Evet, önemli icraatlarımızdan biri tohum toplarını sulamak oldu. Yağmurlama yöntemiyle sulama için su basıncı yetmediğinden ve damlama sistemimiz de olmadığından, bu işi ilkel yöntemlerle yaptık. Aşağıdaki şekilde, kendini Grup 2 tohum toplarının sulanmasına adayan Akif'in insanüstü çabasını görüyorsunuz:



Aşağıdaki (Grup 1) topları ise salma sulama yöntemiyle suladık. Aslında gölleme yöntemi demek daha doğru olur:


1 Kasım Cumartesi günü Yeşilöz'de, bahçedeydik.


Bunu yapmaktan pek de hoşnut olmadık, çünkü bu suyu kullanmanın verimli bir yolu değil. Tek tesellimiz arazinin meyilli oluşu ve toprağın altına sızan suların yeniden dere yatağına ulaştığını düşünmek oldu. Fakat bir kardeş bitkiler bahçesinde böyle sulama olur mu? Olmaz! Hedefimiz damla sulama sistemi.

Bence güzel bir gün, hatta çok güzel bir gün oldu. Kışa girmeden bir kez daha gideriz herhalde. Günün resimlerinden seçmeler:









16 Ekim 2008 Perşembe

Tohum Topları - Güz 2008

Kardeş bitkiler bostanı projemizin ilk icraatı: Tohum toplariyla sebze üretimi teşebbüsü.


Bugün (11 Ekim 2008) tohum toplarımızı yaptık (Biz: Ceyhan, Ali İhsan, Memet).

"Tohum topları da nedir" mi? Lütfen bu sayfaya gidiniz ve okuyunuz.

12 Ekim Pazar günü sabahtan Yeşilöz'e gidip muhtar Keleş'in bahçesindeki bostan alanımızı önce çapa makinesiyle işleyip sonra da tohum toplarımızı saçmayı planladık.

Öncelikle, bu mevsimde çimlenmesi ve büyümesinin olası olduğunu düşündüğümüz sebze türlerini ('çimlenme toprak ısısı' düşük olanları) seçtik. Bunlar: turp, şalgam, marul, kıvırcık, ıspanak, pazı ve hardal (sarı ve siyah). Çimlenme ısısından emin olmadığımız birkaç sebze daha ekledik: tere, dereotu ve keten.

Dereotu tohumunu Güneşköy'den hasat etmiştik. Keten tohumu evde vardı. Sarı ve siyah hardallar Dikili'de (İzmir) pazardan almıştım (Ceyhan). Turp, şalgam, marul, kıvırcık, pazı ve tere tohumlarını Ulus'taki Baharatçıkar Çarşısı'ndan, Sümbül tohum dükkanından aldık. Ispanak tohumu da onun iki yanındaki bir dükkandan. Hepsi ilaçsız, doğal, köylük tohum çeşitleri)



Sonra, çıktıkları zaman (tabi çıkarlarsa) turp ile şalgamı, marul ile kıvırcığı ve sarı ile siyah hardalı karıştırmayalım diye bunları ayırmak için iki tohum grubu oluşturduk.

Grup 1: Ispanak, pazı, marul, turp, siyah hardal, keten tohumu

Grup 2: Ispanak, pazı, kıvırcık, şalgam, sarı hardal, tere, dereotu

Tohum topları yaparken genelde kuru (toz) kil kullanılır. Çünkü torfla ve tohumlarla karıştırılması kolay olur. Az bir şey de su ekleyip karıştırınca hamur hazır olur. Fakat biz kuru kil bulamadık. Biraz daha zamanımız olsa bulurduk ama Ekim'in 11'i olmuşken daha fazla gecikmeyi göze alamazdık. Zaten bu mevsimde Ankara civarında kimse bir şey ekmiyor. Fakat biz "ya çıkarsa" diyoruz. Başarılı olursak (kısmen ya da sadece birkaç sebze de olsa), ekim süresini uzatmanın bir yolunu bulmuş olacağız (bu Kardeş Bitkiler yöntemi için önemli bir şeydir). Tabi burada hiçbir şey çıkmaması riski de vardır. Olsun deriz, bazen başarısızlıklar daha öğretici olur.



Neyse, kuru kil bulamadık. İlk olarak bir miktar (yaklaşık 350 gr) nemli (katı hamur kıvamında) kili suyla (yaklaşık 300 gr) yoğurarak incelttik. (Bu zor oluyor. Siz siz olun kuru kille yapın.) Bunu yuvarlanabilir hamur kıvamına getirmek için 600 gr humuslu toprak (torf) eklememiz gerekti.

Bunları karıştırıp Grup 1 tohumlarını kattık:

Ispanak: 25 gram
Pazı: 13 gram
Marul: 3 gram
Turp: 3 gram
Siyah hardal: 3 gram
Keten: 3 gram

Bu gramajları ayarlarken elimizdeki derme çatma bilgileri kullaranak kabaca bir hesap yaptık. Öncelikle, bulduğumuz tohum topu kaynaklarından birinde 1 1/4 kil, 3/4 toprak ve 1/4 tohum diyordu. Bunları ağırlık olarak yorumlayıp, 5 ölçü kil, 3 ölçü toprak ve 1 ölçü tohum dedik. Gerçi bizde kil-toprak oranı başta tutmadı; kıvamı tutturmak için sonrasında çok toprak ekledik. Yine de 8 ölçü karışıma 1 ölçü tohum diyerek, 1200 gramlık çamurumuzun ik yarısına (600 gram çamur) maksimum 70 gram tohum koyalım dedik (kesin yanlış bi hesaptır, zaten suyun ağırlığını da hesaba katmamışız). Sonuçta ilk grupta toplam tohum 50 gr oldu.

Bu arada, her sebze için tohum gramajını nasıl ayarladık? Yiine kaba bir hesapla, ekim dikim çizelgelerindeki "dekar başına tohum (gr)" ölçüsünü kullandık. Mesela ıspanak için bir dekara 8000-10000 gr tohum yazıyor. Yani yaklaşık olarak metrekareye 1 gram. Dedik ki, 400 m2 toplam alanımızın (20x20 m) 50 m2'sini ıspanağa ayıralım. O halde toplam 50 gram ıspanak tohumu lazım. Ispanak iki gruba da girdiğine göre grup başına 25 gram. Tohum/dekar bilgisi olan sebzelerimiz ıspanak, turp ve maruldu. Olmayan diğer sebzeler için tohum büyüklüğünü ve özağırlığını göz önüne alarak tahmin yürüttük.





Topların büyüklüğü ne olacaktı? Doğal bitki örtüsünü canlandırmak için yapılan toplar genellikle 1-2 santim çapında ya da daha büyük oluyor. Ama bunu yaparsak top başına düşen tohum sayısı çok fazla olacak ve tarlada homojen bir dağılım olmayacaktı. Çok küçük toplar yapmaya başladık (Çapı max 0.5 cm). Hatta Antep usulü yuvalama yapar gibi, bir seferinde üç-dört topu birden avuçta yuvarlamayı öğrendik. Bir süre sonra iki nedenle huylanmaya başladık: 1) topları çevreleyen tabaka ince olduğu için tohumlar yeterince gömülmeyecek ve toplar yeterince su tutamayacaktı, belki de az bir yağışta hemen dağılacaklardı. Kuşlar ve karıncalar için de hedef olabileceklerdi. 2) Kil oranı çok düşük olmuştu. Böylece 400 gr kadar daha kili biraz suyla inceltip 1 avuç toprakla birlikte hamura ekledik. Böylece kil oranı arttı, toplar daha sağlam oldu. Artık topları biraz daha büyütebilirdik (top başına tohum oranı yaklaşık aynı kalarak). Yeni toplarımız ortalama 0.8 cm çaplı oldu.

Sonuçta ortaya çıkan karışımın oranları yaklaşık şöyleydi (kesin bu hesabu da yanlış yapmışımdır):

550 gram kil
500 gram humuslu toprak

İkinci grubun hamurunu da benzer şekilde hazırladık. Ancak bu sefer toplam 62 gram tohum oldu:

Ispanak: 25 gram
Kıvırcık: 6 gram
Pazı: 13 gram
Tere: 4 gram
Şalgam: 3 gram
Sarı hardal: 8 gram
Dereotu: 3 gram





Sabah Ali İhsan ve Ceyhan, akşam ise Memet, Ceyhan ve Ali İhsan oturup bütün toplarımızı yaptık. Arada çocuklar da yardım etti. Bir kısmını tartıp sayarak topların ortalama ağırlığının 1,16 gram olduğunu bulduk. Toplam yaklaşık 2000 top yapmıştık. (3 kişi, kişi başı ortalama 3 saat kadar çalıştık).

Toplar normalde güneşte 1-2 gün bırakılıp kurutulur. Bizim böyle bir şansımız olmadığı için fırına verdik: 35-40 derecede yavaş yavaş kısmen kurudular.

Her bir topta kaç ıspanak tohumu olduğuna bakalım: Ispanak için gramda yaklaşık 100 tohum var deniyor. (Gerçi ben 150'den fazla saydım) O halde 50 gram için toplam 5000 tohumumuz var. Top başına ortalama 5000/2000 = 2.5 ıspanak tohumu

Marul: 800 tohum /gram ->; 3 gram için toplam 2400 tohum. Top başına yaklaşık 2400/1000 = 2.4 tohum
Kıvırcık: Top başına 4.8 tohum
Turp: 100 tohum/gram ->;13 gram için toplam 1300 tohum. Top başına yaklaşık 1300/1000 = 1,3 tohum

Çok mu oldu acaba? Bakalım görecez. Yani umarız ki görebilecez.

İşte ertesi günün (12 Ekim Pazar) fotoğrafları. Köye Ali, Memet, Ceyhan, Nihal, Necati, Fulya ve çocuklar Yaman, Aral ve Ilgaz ekibi olarak gittik. 11:30 gibi bahçedeydik. Bahçede bizi Muhtar Mehmet dayı ve karısı dünya tatlısı Hatice Hanım karşıladı. Çapa makinesi bozuk olduğundan (ve zaten bahçe zemini makineyle çapalanmayacak kadar sert olduğundan) bel ve kazmalarla işe giriştik. Yaklaşık 25 metre x 3 metrelik bir alanı 4-5 saatte çapaladık. Tabi bir de yedik içtik gevezelik ettik eğlendik.























Pazartesi (13 Ekim) öğleden sonra Ali İhsan ve Ceyhan yine bahçedeydik. Muhtar Keleş çapa makinesinin kayışını yapmış ve onceden bellediğimiz toprağın bir kısmını elden geçirmişti. Bir süre de biz çalışarak iki tohum topu grubumuz için tarlanın üstünde ve altında iki ayrı alanı hazır ettik. Sonraaa... işin en eğlenceli kısmına geldik. Sanki tarlaya buğday serper gibi tohum toplarını toprağa saçtık. Şimdi merakla bekliyoruz, bakalım sebzeler çıkacak mi? Hangileri çıkacak? Ne zaman çıkacak? Ne zaman yiyecez?:







Tohum topları bilgi

Tohum topları nedir?


Tohum topları bazı eski Amerika yerlileri tarafından kullanıldığı söylenen, ancak Masanobu Fukuoka usta sayesinde ilgi toplamaya ve yaygınlaşmaya başlamış olan bir yöntemdir. Daha çok bozulmuş arazilerin doğal bitki örtüsüne yeniden kavuşturulması için kullanılmakla birlikte (bu yöndeki kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır), hububat ve sebze tarımı için kullananlar da vardır (Bildiğim kadarıyla Fukuoka bunu pirinç için yapıyordu).


Şöyle yapılır. Belli oranda kil ve humuslu toprak (torf) karıştırılır, içine biraz su ve bir ya da (genellikle) çok sayıda türe ait tohumlar katılır. Hamur kıvamındaki karışımdan minik parçalar alınarak avuç içinde yuvarlanarak toplar yapılır. Sonra bu toplar güneşte kurutulur.


Şöyle kullanılır: Toplar, tohumların sebze, ot, çalı ya da ağaca dönüşmesini istediğimiz yerlere güzelce saçılır. Söylenene göre bunu en güzel çocuklar yaparmış. Gerisi doğaya bırakılır.


Tohum topları ne işe yarar?


Tohum topları yöntemi arazi rehabilitasyonu ve tarım için kullanılabilecek 'minimum müdahale teknikleri'nden biridir. Avantajları şunlardır:



  • Bir arazi ya da tarla için en uygun bitki türlerinin seçimini doğaya bırakır. Özellikle arazi restorasyonunda bu durumun büyük avantajları vardır: Uygulama yapılan yerdeki toprağın yapısına, güneş ve su durumuna en uygun bitkiler çimlenip gelişir. Bu nedenle bu tür uygulamalarda genellikle çok sayıda yerel bitkinin (bazen yüzlercesinin) tohumu aynı tohum topunda bir arada bulunur. Fukuoka'nın deyişiyle "her tohum topu küçük bir evrendir."
  • Tohumlar çimlenmek için uygun zamanı bekler. Tohumlar iyi bir yağmur yağana ve uygun toprak sıcaklığı oluşana kadar uyurlar. Bu koşullar oluştuğunda da çimlenirler. (Tohumlar toprağa çıplak bırakıldığında tohumun çürüme ya da erken çimlenme ihtimali yüksektir). Kil yağmur suyunu uzun süre tuttuğundan, yaşam serüvenine yeni başlayan bebek bitki daha uzun süreyle sudan yararlanır.
  • Kilin ve torfun içindeki mineraller ve organik maddeler çimlenmesi aşamasında tohumun ihtiyaç duyduğu besini sağlar.
  • Geleneksel ekim yöntemlerine göre zamandan ve işgücünden büyük tasarruf sağlar. Toprağın kazılmasını ya da sürülmesini gerektirmez (toprak daha önceden sertleştirilmemişse). Bu nedenle, toprağı sürmekten kaçınan ekolojik tarım yaklaşımları için uygun bir yöntem oluşturur. Tohumlar toprağın üzerine gömülmeden bırakıldığında tohumları kuşlar ya da karıncalar yer. Kil ve toprakla kaplanan tohumlara böyle bi şey olmaz.

15 Ekim 2008 Çarşamba

Kardeş Bitkiler Yöntemi

“Kardeş bitkiler” ("companion planting") sistemi, daha önce Ankara - Güneşköy’de denediğimiz ve bu yıl da orada başarıyla uygulanan bir tarım yöntemidir. Bitkilerin birbirine yarayan özelliklerini kullanmayı ve birbirine zarar vermelerini önlemeyi amaçlar. Uyumlu ve birbirine yarar sağlayan (gölge oluşturma, toprağa besin maddesi sağlama, zararlıları kaçırma, yararlı böcekleri çekme vs.) bitkilerin birbirinin yakınına, uyumsuz bitkilerin ise birbirinden uzağa ekilmesi temeline dayanır. Ekolojik tarım için kullanılabilecek en etkili yöntemlerden biridir. Çok da eğlencelidir.

Kardeş bitkiler sisteminin avantajları nelerdir?
  • Sebze, şifalı bitki, baharat, biyokütle, hayvan yemi ve arılar için balözü bitkileri ve yerel türler gibi çeşitli bitkileri bir arada üretir.
  • Bahçe içinde doğal bağışıklık oluşturarak zararlılara ve hastalıklara karşı direnç geliştirir.
  • Zararlı olabilecek böcek popülasyonlarını kontrol eden yararlı böcekleri çeker.
  • Yabani ot kontrolünü doğal yollarla gerçekleştirir.
  • Toprağın farklı tabakalarının bir arada kullanılmasına imkan verir.
  • Doğal dengeleri gözetir ve biyolojik çeşitliliği artırır.
  • Toprağın nemini ve besleyiciliğini korur.
  • Kimyasal ilaç ve yapay gübre kullanımı gereğini ortadan kaldırır.
  • Dönüşümlü ekimi (münavebe) kolaylaştırır.
  • Sürekli ve yoğun tarım uygulamasıyla yüksek verim sağlar.
  • Bahçe bakımı için gereki işgücü miktarını azaltır.

Kardeş Bitkiler sisteminin kısa özeti

Aşağıda “kardeş bitkiler” (‘companion planting’) sisteminin kısa bir özeti var. Ancak Yeşilöz’de, Kirmir havzası için en uygun yöntemi bulmak için deneyim gerekiyor.

Sistemin en önem verdiği şeylerden biri toprağın hep bitki örtüsüyle kaplı kalmasıdır. Bu sayede hem toprağın prganik yapısı daha iyi korunuyor, hem de uzun bir hasat dönemi sağlanabiliyor.

Örnek aldığımız model Gertrud Frank’ın “Companion Planting” kitabı. Buradaki sistem toprağın verimli kullanılmasını ve hasat süresini uzatmayı hedefliyor. Hastalık ve zararlılarla mücadele için ilaç kullanma gereğini ortadan kaldırıyor. Ürün münavebesini rutine bindirerek kolaylaştırıyor. Yabancı otları kontrol altında tutuyor. Toprağı zenginleştiriyor ve sürülmesi ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Kompost hazırlamaya ihtiyaç bırakmıyor ve insan emeğini de en aza indiriyor.

Sistemde şu uygulamalar var:

Örtü bitkisi

Kışın toprağın çıplak kalmaması, organik maddeler ve elementlerce zenginleşmesi ve toprağın gevşek kalması için canlı gübre görevi görecek bir örtü bitkisi yetiştiriliyor. Bunun için uygun zaman sonbahar (geç ürünlerin toplandığı sıra). Bu bitki çiçek açma zamanından önce (örneğin ilkbahar ortaları) kesilip olduğu yere bırakılıyor. Bunun için hardal iyi bir seçenek. Hızlı çimlenir, dona dayanıklıdır, kökleri toprağı yumuşatır, gövdesi geride sert kalıntı bırakmaz, az su ister, yabani otları engeller, uçucu yağıyla zararlı böcekleri kaçırır, kendisi de salatalarda kullanılabilir. Bunun yerine alternatif olarak küçük bakla veya arıotu (Phacelia) kullanılabilir. Diğer bazı seçenekler: fiğ, yonca, burçak, korunga, mercimek olabilir.

Toprağın sürülmemesi

Bu sistemde toprak sürülmüyor, sadece boşta olan topraklar çatallanarak biraz havalandırılıyor. Toprağı sürmek, toprağın içindeki yararlı canlılara ve besin maddelerine zarar verdiği ve ayrıca erozyonu artırdığı için ekolojik tarımda tercih edilmez.

Yerinde ekim

Yerinde ekim yapmak (fidelerin yerini değiştirmemek) tercih ediliyor. Çünkü yer değiştirmeyen sebzelerin daha sağlıklı büyüdüğü gözlenmiş. Domates ve patlıcan gibi sıcaksever türler icin bu zor olabilir.

Sıra sınırlarına ıspanak ekimi

Ispanak sıraları ayırdermeye yarıyor. Ispanağın kökleri toprağı tutuyor ve toprak kaybını önlüyor. Fideler için de hafif bir koruma sağlıyor. Ispanaklar bir karış olduğunda olduğu yerde kesilip bırakılıyor. Yapraklarının sümüksü yapısı toprağı yumuşatıyor ve besliyor. Kökler, yumuşak olduğundan toprakta kalıntı bırakmıyor, solucanları ve mikroorganizmaları besliyor. Bir sonraki sezonda 25 cm kaydırma yapıldığında, yeni ürünler ıspanağın bıraktığı organik maddelerden yararlanıyor. Bu yöntem ayrı bir yerde kompost hazırlamayı gereksiz hale getiriyor.

Sıralar halinde yoğun ekim

Bahçe C-A-C-B-C şeklinde giden 50 cm aralıklı sıralar halinde düzenleniyor. A sıraları bütün bir sezona yayılacak ana ürünlere ayrılıyor. Örneğin domates, biber, kabak, hıyar, patlıcan, fasülye, bezelye, patates, lahana, kereviz vs. olabilir. B sıraları yılda iki ayrı ürünün alınabileceği sıralar. Örneğin sezonun ilk yarısında bakla, marul, kıvırcık, fındık turbu, sarımsak, ikinci yarısında pazı, karalahana, ıspanak, pırasa, lahana, brüksel lahanası, brokoli, karnabahar (dikkat: bunlar kesin olmayan tahmini bilgilerdir!). C sıraları ise ya kısa sürede hasat veren ya da sık sık ürün alınabilen bitkilere ayrılıyor. Buralar özellikle salata malzemesi olabilecek otlar ya da diğer ana ürünlere yarar veren bitkilere ayrılıyor. Örneğin, maydanoz, turp, havuç, sarımsak, roka, tere, kıvırcık, rezene, anason, semizotu, dereotu vs. Geniş alana yayılan A bitkilerinin (örneğin hıyar, kabak) yanlarındaki C sıraları sadece ilkbaharda kullanılıyor, sonra boş bırakılıyor.

A, B,C sıraları bir kez belirlendikten sonra bütün sezon boyunca değişmiyor. Bir sonraki sezonda buların yerini bilmek önemli, çünkü yeni sıralar 25 cm kaydırılarak oluşuturuluyor. Böylece münavebe otomatikleşiyor ve kolaylaşıyor.

Sıralara hangi ürünlerin ekileceğini belirlerken çimlenme sıcaklığı, hasat süresi ve iyi-kötü komşuların göz önünde bulundurulması gerekiyor.

Çiçekler ve şifalı otlar

Ana ürün sıraları içine, C sıralarına ve bahçe sınırlarına çiçek ve şifalı otlar ekiliyor. Bunlar diğer bitkilere çeşitli yararlar sağlıyor ve biyolojik mücadeleye destek oluyor. Bahçe sınırları ısırganotu başta olmak üzere yabani bitkiler ekilebilir (ısırganotu uğurböceklerin çekiyor). Bahçenin her yerine ekilmesi tavsiye edilen, her bitkiye yararlı olan başlıca çiçekler: aynısafa, civanperçemi, kadife çiçeği.

Kardeş Bitkiler Bahçesi - Proje Özeti

Bir doğa cenneti olan Yeşilöz kasabasının yenilikçi muhtarı Mehmet Keleş’in, Kirmir Çayı’nın kıyısındaki 8 dönümlük meyve bahçesinin içinde yaklaşık 400 m2'lik bir alanda, önümüzdeki sezon (İlkbahar-Güz 2009) "kardeş bitkiler" tekniğiyle ekolojik tarım yapmayı planlıyoruz. (Kardeş bitkiler tekniğiyle ilgili daha fazla bilgiyi burada bulabilirsiniz.) Elde ettiğimiz sonuçları ve bahçenin durumunu bu Blog'dan duyuracağız.

Şu anda işgücümüz sınırlı ve tercihen hafta içi bir ya da birkaç gününü ayırabilecek arkadaşlar olursa aramıza katılmalarından memnun oluruz.

Amacımız, yaklaşık 20 metre X 20 metrelik bir örnek ekolojik sebze bahçesi oluşturmak. Hedeflerimiz:

  • Kimyasal ilaç, hormon ve yapay gübre kullanmamak
  • Karışık ekimle hastalıklara karşı doğal direnç geliştirmek
  • Yerli sebze çeşitlerine ağırlık vermek
  • Sebzelerin yanı sıra şifalı bitkiler ve baharatlar da yetiştirmek
  • Toprağı koruyan ve zenginleştiren uygulamalar yapmak
  • İşgücünü en aza indiren teknikler kullanmak
  • İmkanlar ölçüsünde olabildiğince az su kullanmak
  • Yaban hayatı için habitat değeri olan alanlar yaratmak

Uygulamayı düşündüğümüz yöntemler:

  • Çoklu/karışık ekim
  • Bahçe yakınında doğal bitki örtüsü bulundurmak ve geliştirmek
  • Yararlı böcekleri çeken bitki ve çiçekleri kullanmak
  • Allelopatik bitkiler ve örtü bitkisiyle yabani ot kontrolü sağlamak
  • Kışlık ve yazlık yeşil gübre bitkileriyle toprağın yapısını korumak
  • Kökleriyle azot tutan sebzeler ve yerel çalılarla toprağın besin değerini artırmak
  • Toprağın sürmke yerine bitki kökleriyle gevşetmek
  • Mümkün olursa damlama sulama sistemi kurmak
  • Sıraların her yıl kaydırılmasıyla münavebeyi kolaylaştırmak
  • Bahçe sınırlarına çok yıllık ya da kendiliğinden üreyen bitkiler dikmek
  • Tohum üretmek, saklamak ve paylaşmak
  • Yöredeki çiftçileri ve tüm ilgilileri bilgilendirmek