2 Eylül 2009 Çarşamba

Kardeş Bitkiler'de yazdan bu yana ...

Blog'umuzda Temmuz'dan beri hareket olmayınca, dostlar artık "neler oluyor" diye sormaya ve bizi dürtmeye başladılar. Çeşitli işlerden zaman bulup birkaç kez klavyenin başına oturmuş olmakla birlikte bir türlü sonunu getirememiştim, şimdi artık vaktidir...

Yazı bitirdik, bahçemizde bir şey bırakmadık. Güz sebzeleri ekecek zaman ve güç de bulamadık, ama bugün Keleş Dayı'nın bahçesine çavdar, buğday (iki çeşit), arpa (iki çeşit), ve deneme amaçlı az miktar burçak ve acı bakla ektik. Böylece tarlanın yarısına yakınını da sürmüş olduk. Önümüzdeki haftalarda, eğer yağmur yağmaz ise, tarlanın geri kalanını da sürüp bahara hazırlayacağız. Gönül istiyor ki bahçeyi sürekli ekili halde tutup doğal humus oluşumu yoluyla toprağı zenginleştirelim ve sürmeye gerek bırakmayalım, ama bu zaman kıtlığında şimdilik bunu yapmamız zor.

Yaz ortasından bu yana Kardeş Bitkiler topluluğu olarak farklı gelişmeler yaşadık ve çeşitli girişimlere yelken açtık. Bunlardan az sonra bahsedeceğim; şimdi kaldığımız yerden devam edelim. Temmuz'un ikinci yarısından sonra bahçede çok işimiz olmadı. Çok şey ekmiştik, ama ne ektiysek onu biçemedik. Yine de pembe domateslerimizi yetiştirmeyi ve yemeyi başardık. Yanı başlarındaki 'kardeş'leri aynısafa çiçeklerinin desteğiyle, olumsuz şartlara ve az sulanmalarına karşın oldukça sağlıklı kaldılar. Tabi ki inanılmaz lezzetlilerdi. Domates dışında mürdümük, maydanoz, , az miktarda mısır ve çörekotu da toplayabildik. Tabi ki bir de merhem yapımında kullandığımız aynısafalar.

Pembe domateslerimiz:





Bir kısmını, kunduz mudur sincap mıdır her neyse o hayvandan kurtarabildiğimiz mısırlarımız ve onlardan faydalanmanın bir örneği:





Hatice Yenge'nin soğan ve sarımsakları:



Susuzluktan olsa gerek pek güdük kalmış olan yerelmaları (Ekim ortası):



Bir önceki yazımızda bahsetmeye fırsat bulamadığımız bir Kiraz Festivali'miz vardı. Gündönümü'nde; Haziran 21'de, Ankara'daki agaclar.net halkının bir kısmının katılımıyla soluğu Keleş Dayı'nın bahçesinde aldık. Ne zor imiş kiraz toplaması! Yaklaşık 30 kişi üç kiraz ağacına saatlerce dadandık, kirazların yarısını bile toplayamadık. Aramızda en başarılısı Chris'ti, kendisi dışında 4-5 kişi için kiraz topladı.





O gün çoluk çocuk, torun tosbağa oradaydık:,



26 Temmuz'da Yeşilöz'de iki dostumuzla buluştuk: Doğa Derneği'nden (www.dogadernegi.org) Güven ve Yabanıl grubundan (www.yabanıl.net) Elfun. Kendileri için bile sürpriz olan bir doğa tatilinin ardından, bizleri görmek için Ankara'ya gelme inceliği göstermişlerdi. Sabah biz Ankara'dan Memet, ben, Nihal ve çocuklar, onlar da Beypazarı'ndan yola çıkmış, Yeşilöz Şelale'deki park yerine aynı rötarla gelip aynı saniyede yan yana giriş yapmıştık. Keleş Dayı'yla da buluşup çayımızı içerken, gün boyunca hız kesmeyecek olan bir sohbete başladık.



Güven daha önce bana Yeşilöz yakınlarında kullanamadıkları bir evleri olduğundan bahsetmiş ve orayı Kardeş Bitkiler'in kullanımına açabileceğini söylemişti. Birlikte Güdül'ün bir mahallesinde yer alan bu eve gittik. Arkasında yaklaşık 250 m2'lik bir bahçe de olan bu 'konağı' gezdik ve neler yapabileceğimizi konuştuk. Konağın (o gün değil ama başka bir zaman çektiğimiz) fotoğrafları:





9 Agustos'ta Ceyhan, Nihal, Aral ve Ilgaz, Deniz, Ülkü, Tolga, Özer ve Ali İhsan, çalışma ve konaklama üssümüz olarak kullanmayı tasarladığımız bu konağı ziyaret ettik. Güdül'ü birazcık gezdik, kahvelerinde oturduk, kahvaltı yaptık, çay içtik. Konağı gezdik, bir odasında oturup sohbet ettik, çocukları uyuttuk, Ülkü'nün önceki gün yaptığı patlıcan-biber kızatmalarını yedik. Tolga konağı mimar gözüyle taradı, eksiklerinin ve sorunlarının envanterini çıkardı. Günün sonuna doğru Memet de sürpriz konuklarımızla çıkıp geldi. Güdül'de bir başka kahvede oturup çay içtik, oradan Keleş Dayı'nın bahçesine gittik, kişniş tohumları topladık, kişniş şekeri yapabilmek istedik, domateslerimizi suladık...

Şimdilik görünen o ki, bir sonraki Kardeş Bitkiler bahçemizi bu konağın arka bahçesinde yapacağız. Bu kez baştan itibaran damlamayla sulanan, domates ve kardeşlerinin ağırlıkta olacağı bir bahçe planlıyoruz. Bakalım, hayırlısı... Güven ve Doğa Derneği'nden arkadaşları birkaç yıl önce bu bahçede sebze üretimi yapmışlar ve toprağının çok verimli olduğunu görmüşler. Ancak epey işçilik gerektireceği kesin:



Bahçe dışında bu konağı bir üretim, öğrenme ve imece mekanı haline getirme düşüncemiz de var. Dağ eriği pestilinden tarhanaya, ahşap oyuncaktan şifalı bitki özütlerine kadar envai çeşit projemiz mevcut, ne kadarını yapabileceğimizi zaman gösterecek. Tabi mahalleden komşularımızı da çalışmalara dahil etmek istiyoruz. Aşağıda Ali İhsan'ı bu çalışmaların temellerini atarken görüyorsunuz:



15 Ağustos'ta başka bir kerpiç evin, Dr. Muammer Bey'in 13 yıl önce bütünüyle doğal malzemeler kullanarak yapmış olduğu evinin çatı onarımı için Sapanlı'daydık. Fotoğraflardan da anlaşılacağı gibi iyi iş çıkardık (ama işimiz henüz bitmedi):









23 Ağustos bahçe ziyaretçilerinin dinlenme günüydü. O gün Memet'in ablası ve annesi de bizimleydi. Anne Yeşilöz'ü çok sevdi. O günden sonra Memet'in ailesinin ve bizlerin gidip geldikçe kalabileceği, Kirmir manzaralı bir de evimiz oldu Yeşilöz'de.





29-30 Ağustos haftasonu ise Kardeş Bitkiler konağında ilk gecemizi geçirdik. Gündüz ben, Evren, Tolga, Özer ve Ülkü oradaydık, Keleş Dayı da bizi yalnız bırakmadı. Cumartesi günü evi temizledik, ufak tefek eksikleri giderdik ve odamızı, soframızı hazırladık:





Akşam Keleş Dayı ile Evren gittiler, kalan dördümüz ise geç saate kadar muhabbet edip sonra yer yataklarımızda uykumuzu uyuduk. Sabah bizi çiğ yumurta ve beklemiş tavuk suyundan oluşan bir kahvaltı bekliyordu ancak biz bu beklentiyi boşa çıkararak enfes bir kahvaltı yaptık. Hemen sonrasında Tolga ve ben konağın arka cephesinde, Keleş Dayı'nın talimatlarını izleyerek, temel güçlendirme çalışması yaptık:



27 Eylül'de Keleş Dayı'nın bahçesinde bağbozumu yaptık:








17 Ekim'de, bizlere yer almasıyla (iyi meze olurmuş) birlikte her nedense arpa, şerbetçiotu ve anason yetiştirmeyi salık vermiş olan Kamuran dostumuzun da teşrifiyle, ben, Evren, Memet, Nihal, Aral, Ilgaz, Ülkü, Alihsan, Özer, yine bahçedeydik. Aşağıda bahçeden ve akşam ziyaret ettiğimiz konaktan birkaç kare var. İlk fotoğrafta, arka tarafta, bahçenin değişmez manzaralarından birini görüyorsunuz : Memet ile Keleş Dayı tamiratla uğraşıyorlar (bu kez benzinli testere):









Önümüzdeki süreçte neler yapacağız? Daha önce söylediğim gibi Kardeş Bitkiler bahçesini Güven'in Güdül'deki konağına taşıyıp, konağı ayrıca bir deneyim ve üretim merkezine dönüştürmek istiyoruz. Keleş Dayı'nın bahçesiniise ağırlıklı olarak kuru tarım için değerlendireceğiz; buğay, arpa, çavdar, yulaf, nohut, mercimek, mürdümük, keten, vs. Bir de geçen sene biraz ihmal ettiğimiz kiraz, elma ve üzümlerin bakımına odaklanacağız.

Yakın zaman önce bir de Aracısız Doğal Ürün girişimi başlattık. Bu kapsamda, doğal ve sağlıklı ürünlerin üreticiden kullanıcıya doğrudan ulaşmasına destek olmak isgtitoruz. Daha doğrusu, bu konuda bilinçli lan insanların kendi arasında organize olarak doğal ürünlere erişimdeki aracılığı ortadan kaldırmasına yönelik bir girişim. http://groups.google.com.tr/group/dogal-bilincli-beslenme adresinde bir e-grup olarak örgütlenen bu harekete katılan herkes, ürünlerin siparişi, nakliyesi ve dağıtımı konulareında sorumluluk alarak birbirine yardımcı oluyor. İlk aşamada Antalya-Elmalı'da ekolojik tarım yapan çifti dostumuz Serdar Tanal'dan 30 kişilik bir toplu sipariş yaptık. Sonra bu ağa Elmadağ-Karacaahasan'dan meyve üreticisi Talat Akıllılar ve Urla'da zeytin bahçeleri bulunan, ailesiyle birlikte geleneksel yöntemlerle zeytinyağı üreten Sibel Yazgan da katıldı. Şimdilerde Samsun'da doğal tarımla üretilen bir pirinç için siparişler alınıyor. Sürecin nasıl işleyeceği grup üyelerinin birbirine vereceği destekle belirlenecek...

Geçtiğimiz üç-dört ayda ortaya çıkan bir gelişme de Kardeş Bitkiler olarak ufaktan da olsa doğal ürün üretimine başlamamız oldu. Önce aynısafa merhemi yaptık, ardından ODTÜ kampüsünün trafikten uzak yerlerinden ve Keleş Dayı'nın bahçesinden toplanmış elmalarla elma sirkesi yaptık. Dağ eriğinden ekşi pestil denememiz oldu, başarıyla sonuçlandı. Yaptığımız elma sirkesini kullanarak zencefil, sarımsak, soğan, acı biber ve çemen içeren bir kış iksiri hazırladık. Ayrancı Organik Pazarı'ndan aldığımız ısırganla ısırgan özütü, kendi topladığımız kuşburnuyla da kuşburnu özütü yapmak için bunları aklol-su karışımına yatırdık. Ayrıca bir zencefil+sarımsak özütü yapıyoruz ve bundan homeopatik D1 çözeltisi yapmayı umuyoruz. Memet'in Kalecik'ten getirdiği üzümlerle kırmızı şarap yaptık, yakında hazır olacak. Yine kısa süre sonra yaklaşık 8 litre atkestanesi yağımız olacak. Bu ürünlerimizi (şarap dışında) aracısız doğal ürün girişimi kapsamında, Kardeş Bitkiler çalışmalarımızı desteklemek isteyenlere bağış karşılığı, edinmek isteyip de meteliksiz olanlara ise ücretsiz vermeyi düşünüyoruz.