Memet Dayı ve Hatice Yenge'nin ahbapları biz gelene kadar sobayı yakmış evi ısıtmışlardı. Ülkü'nün önderliğinde Mehmet dayının home-office bilgisayarına el attık. Aşağıda ekip çalışmasından bir kare görülüyor:
Sonra yer sofrası ve çay. Çemenli, tereyağlı, erik marmelatlı nefis bir kahvaltı:
Bilgisayarda virüs taranırken çıktık, bahçeye vardık. Yağmurlu ve çamurluydu. Ben hemen sonbahardaki tohum toplarından arta kalanları fotoğrafladım. Gördüğüm kadarıyla sadece tek bir bitki kıştan sağlam çıkmıştı: ıspanak. Kahraman ıspanak! Diğerleri muhtemelen sonbaharda çimlendikten sonra kışın donunda telef olmuşlardı:
Tek sürpriz (topsuz) ekilmiş olan rokaydı. O da kışı çıkarmıştı ama pek iyi görünmüyordu :( :
Sonra Kirmir çayının yanına gittik. Coşmuştu:
Eve döndük. Ülkü bir takım PC sorunlarını çözme mesaisine devam etti ve büyük kısmında muvaffak oldu; muhtarımız İnternet'ten ikamet belgesi alabilmeye devam edecekti.
Ali evdeki zamanın büyük bölümünü sobanın yakınında, geceden kalma uykusuzluğunu telafi etmekle geçirdi. Sonra beklemediğimiz bir anda bir yer sofrası daha kuruldu, mahçup olmadan edemedik. Fırında patates ve sarma. Tarifin imkanı yok. Sonra yanımızda birer torba elma, dönüş yoluna çıktık. Sapanlı'da Muammer beyin kerpiç evini tavaf ettik. Akşam olmadan evlerimize vardık. Galiba hepimiz çok geçmeden yine gitmek istiyoruz.
1 yorum:
Ceyhun, hala tohum ekim zamanlarini ogrenmeye calisiyorum. Ektiginiz roka, ispanak vs.'nin ekim zamani sonbahar miydi? Yani bunlarin kisi gecirip ilkbaharda cimlenmeleri mi bekleniyordu? Yoksa, sonbaharda ektiginizde eger erken cimlenseydi, kis oncesi guclenip kisa buyumus olarak mi gireceklerdi?
Biliyorum, cok cahilce sorular bunlar ama ogrenmenin yasi yok ozrune siginiyorum.
Yorum Gönder