2 Ağustos 2013 Cuma

sürdürülebilir arıcılık denememiz: bölüm 3 Hasat Zamanı


(Resim 2 Haziran 2013'te çekilmiştir.)


Epey uzun zamandır arıcılık faaliyetleri ile ilgili bir bilgilendirme yazısı yazamadık. Aslına bakılırsa Gezi direnişi başladı başlayalı arılarla doğru düzgün ilgilenemedik. Yaşanabilir bir dünya için, emek ve doğanın sömürülmesine karşı toplumsal dayanışmayı güçlendirmek ve insiyatif almak için sokaklarda, meydanlarda,forumlarda ve etkinliklerde yer aldık. Şimdi biraz soluklanıp daha somut şeyler yapmak , sürdürülebilir bir yaşam için yeni projeler üretmek ,tartışmak ve hayata geçirmenin tam zamanı olabilir.

İlkbahar başlarında bu yazın çok sıcak ve kurak geçeceğini düşünüyorduk ancak yanıldık. Çok serin ve yağışlı bir yaz oldu. Özellikle Tahtacıörencik civarı epey yağmur aldı, sık sık sert rüzgarlar esti, hatta öyle ki bal hasadı sırasında bile yağmur yağdı.

Erken bahar aylarında arıları şerbet ( şeker+su) ile beslemediğimiz  için bazı kovanlar olumsuz hava şartları karşısında nüfuslarının önemli bir kısmını yitirdi. Çıkan oğulların büyük bir kısmını da kaçırmamız epey kötü oldu. Bir tanesini yakalamıştık ancak belli ki kovanını beğenmedi, ya da biz acemiliğimizden yanlış bir uygulama ile kovanı terketmelerine sebep olduk.

Daha önce de bahsettiğimiz gibi çerçeve içine yerleştirilen yuvarlak kasnaklarla karakovan elde etmeyi düşünüyorduk, verim düşük olsa da istediğimize ulaştık.Yaklaşık 7-8 kg karakovan balı elde ettik. Eğer zamanında daha iyi bakım yapıp arı nüfusunu arttırmayı başarabilseydik,soğuğa karşı arıları iyi sıkıştırıp erken çerçeve eklemeseydik bu rakam 50kg a kadar çıkabilirdi.


Hasat sırasında resim çekemedim çünkü tek başıma idim ve panik halindeydim. Sabah erkenden maskenin içine giren bir arı tarafından gözümden yediğim darbe günün nasıl geçeceğini müjdeler gibiydi.
Çıkarılacak dersler:
1. Arıcılık kolay iş değil, arıların affı yok :)
2. İnsan gözünün kıymetini bilmeli...

Fenni kovanlarda kullandığımız temel peteklerden ise 20-30kg bal elde ettik.  Bal sağma makinesinde süzüldü ve şu anda dinlendiriliyor.

Baharda hedeflediğimiz 17 kovan için yaklaşık 200kg bal elde etmekti ve görüldüğü gibi hedefin çok altında kaldık ancak ilk sene için kabul edilebilir. Yaptığımız hataları gördük, seneye daha iyi olacağına umalım.

Sene başında yaptığımız warre kovana oğul koyma şansımız olmadı, ilk oğulu yakalamış olsaydık iyi olurdu. Başka bir proje de "Perone" kovan, bu tip kovanlarda besleme ve müdahale yok, ilgilenenler Gürkan Yeniçeri'nin blogun ziyaret edebilir http://artizanpeynirci.blogspot.com/2013/04/perone-kovan-ve-permapikultur.html 

Aldığımız balın lezzet ve kalitesine gelince, hiç şeker ve kimyasal ilaç kullanmadığımızıdanmıdır yoksa floranın güzelliğimidir bilinmez ama çok bize çok lezzetli geldi. 

Bal alamadığımız ve nedenini tam olarak anlayamadığımız bir sebepten dolayı zayıf kalan yaklaşık 8-9 kovanda şekerle besleme yaptık ancak hayatta kalabildiler.  Tabi hasattan hemen sonra bal aldığımız kovanlara da bir miktar şeker+su karışımı ile besleme yaptık, amacımız arılardan aldığımız balı tekrar telafi edip kış aylarına iyi bal stoğu ile girebilmeleri.

Körükte portakal kabuğu yakarak doğal varroa mücadelesi dışında başka bir varroa mücadele yöntemi uygulamadık , bunun sonuçlarını önüzümüzdeki bahar göreceğiz , eğer arı kolonilerimiz yok olmaz ise zararlılarla mücadele etmeden bu işin olacağına dair bir umut belirecektir.

Şimdiye kadar gördüğümüz kadarıyla iyi bir bakımla ( ve tabi iklim ve flora çok önemli) kaliteli doğal bal elde etmek mümkün tabi verimde bir hayli düşüş oluyor. Ancak bu düşüş maliyeti düşük modern karakovanlar ve ustaca yönetilen fenni kovanlar ile bu düşüş bir miktar kapanabilir.

Hasat bitti, büyük bir aşamayı geçtik bundan sonraki en kritik aşama arıların sağlıklı şekilde kışlatılması ve önümüzdeki bahara kayıpsız (ya da asgari kayıpla) girebilmek.  Anladığım kadarıyla arıcılığın en zor aşamalarından biri de bu.

Sonbaharda arıların durumu ile ilgili tekrar bilgilendirme yapmaya çalışacağız.



1 yorum:

Adsız dedi ki...

sonuç bence çok güzel...
organik asitler konusu irdelenmeli..
özellikle laktik asit...
hakan