1 Ocak 2012 Pazar

2011 Güz Ekimleri

Bu yıl Ankara'da, hatta tüm Türkiye'de mevsimler bir tuhaftı.  Haziran ayı boyunca neredeyse her gün yağmurluydu. Güneşköy'de ve Tahtacıörencik'te gözlemlediğimiz kadarıyla, başta domates olmak üzere yazlık sebzeler bundan kötü etkilendi, hasat az oldu.

Sonbahar dönemi ise tam tersine çok yağışsız geçti. Ankara'da Eylül sonundan Kasım başına kadar neredeyse hiç yağmur yağmadı. Bu dönemin sonunda biraz yağmur oldu, ama sonrasında yeterli güneş olmadığı için toprak bir türlü tav tutmadı. Buğday-arpa tarımı yapanlar bekledikçe beklediler. Bazıları ekim yapamadı, bazıları da Kasım ortalarına kaldı.

Bizim bu yıl ekmek istediğimiz birkaç çeşit tahıl vardı. En başta, 2 yıldır tohumunu çoğaltmaya çalıştığımız peygamber arpası. Ayrıca bu yıl Balıkçı Mustafa bize değerli, yerli çeşitler göndermişti ve devamını da gönderecekti.

Ekim ayı sonunda bir gün, toprak tam hazır olmamasına karşın, Cemal, ben ve Aki Tahtacıörencik'e varıp, yanımıza da İbrahim'i de katıp, köye yakın bir alanda birer - ikişer dönüme, peygamber arpası, sarı buğday ve kavılca buğdayı ektik. Tahıl alanlarını birbirinden ayırmak için, kışlık ekimini başarıyla yaptığımız mürdümük, yabani bezelye (çılban?) ve burçak da ektik.




 Ekim planımız:



Taralı alanda bezelye ve buğdayı bir arada ektik. Bu bezelye türü sarılıcı olmayan, yere yakın bir çeşit. Buğday ile uyumlu olursa yabani otları baskılayabilir, tırpanla yapılacak buğday hasadına da engel olmayabilir. Baklagillerden olduğu için toprağa azot da bağlayacaktır. Aynı şeyi mürdümük ile denememiz de iyi olurdu belki. Bezelye, mürdümük ve burçağı aynı zamanda hayvan yemi katkısı olarak değerlendirmeyi planlıyoruz.

Kasım ortalarında Kardeş Bitkiler arazimizin bostan alanında bir dizi ekim daha yaptık. Köylümüz Mehmet Uçak bize traktörünü verdi. İbrahim önce tarladaki büyük taşları çıkarıp attı (hala epey taş var). Yaklaşık 200'er metrekarelik bölmelere, aralarında biraz boşluk bırakarak şu çeşitleri ektik:


- Üveyik buğdayı (Doğanbey, Hüseyin Genç)
- Çavdar (Bayramiç, Balıkçı Mustafa) - sapları  yağmur izolasyonu için kullanılabilen, kaybolmaya yüz tutmuşken Mustafa'ların binbir zahmetle bulup çoğaltmaya başladıkları bir yerel çeşit.
- Karakılçık buğdayı (Bayramiç, Balıkçı Mustafa)
- Peygamber arpası (Güdül Yeşilöz)
- Havran kızılcası (Bayramiç, Balıkçı Mustafa)
- Çavdar (Yozgat, Yeşilöz'de aldığmız hasattan)
- Erzurum kızılcası (Bayramiç, Balıkçı Mustafa)

Ayrıca iki minik alana Evren'in getiridiği Eskişehir-Gürleyik yerel buğdayı (kunduru?) ve Özer'in iki yıl önce bize verdiği, sonrasında Yeşilöz'de ve Tahtacıörencik'te biraz çoğaltabildiğimiz kavılca buğdayını ektik. 

Söylemeye gerek bile yok; elbette bütün ekimlerimizi ilaçsız ve gübresiz yaptık.

Ekimlerimizden bu yana 1.5-2 ay geçti, ama bu süreçte de iyi bir yağış olmadı. Son haftalarda ara ara yağan yağmur ve kar sonrası, şimdilerde tahıllarda ufak tefek çimlenme başlamış durumda. Ama bunların aşırı soğuklardan, donlardan kötü etkilenme olasılığı var. İyi bir kar yağmış olsaydı daha iyi olurdu; tohumlar karın altında soğuktan korunur ve baharda çimlenmeye başlardı. Ama şimdi verim kaybı olasılığı büyük...

2012'de herkese barış, bereket ve bolluk dileklerimizle...